HAFIZ KEMAL GÜRAN
1935 yılında Kızılcahamam’ın Alpagut Köyünde dünyaya geldim. Babam köyün hatibi Osman Efendi, an- nem aynı köyden Safiye Hanımdır. Babam Osman Efendi, çevre köylerde “Alpagut Hatibi” olarak tanınırdı. Bazı yıllarda Alpagut Köyünde, ücreti köy halkı tarafından ödenmek üzere imamlık da yapardı. Hafız değildi, fakat yüzünden okuyuşu oldukça iyi idi. Sonraki yıllarda her cüzden beşer sayfa ezberleyerek çeyrek hafız da olmuştu.
Üç sınıflı ilkokulu köyümde bitirdim. İlk Kur’an okuma derslerini babam Osman Güran’dan aldım. Babam beni daha sonra hafızlığa da başlattı. Sonunda hafızlığımı bitirdikten sonra hafızlık arkadaşlarım halamın oğlu Arif Mehmet Öz- demir ve bir hafızlık arkadaşım Kamil Yalçınkaya ile birlikte çevre köyler halkı- nın da davetli olduğu, geniş katılımlı ve coşkulu bir ortamda, köyün ağaç gölge- leri ile serinlenen açık hava ortamındaki bir semtinde hafızlık merasimimiz yapıl- dı.
1948 yılında Ankara’ya geldim. Amcam Ali Güran’da talim ve tecvit ders- leri aldım, hafızlığımı güçlendirmeye çalıştım. 1950 yılında Kore şehitleri için An- kara Hacıbayram Camii’nde Diyanet İşleri Başkanlığınca bir mevlit okutulmuş- tu. Bu mevlide hocam Hafız Hasan Akkuş da katılmıştı. Amcam Hafız Ali Güran, hocası Hafız Hasan Akkuş’a “Hocam, hafız bir yeğenim var, Kur’an’ı Kerim okuyuşunu ilerletmesi için size göndermek istiyorum, göndereyim mi?” de- miş, Hasan Akkuş Hocam da “sesi güzelse gönder” demiş.
1951 yılının başında, Ocak ayında
trenle ve iki hemşehri hafız arkadaşım- la İstanbul’a gittik.
Nuruosmaniye Kur’an Kursu’na
öğrenci olduk. Hasan
Akkuş Hocam, beni anne ve babası olmadığı için kendi oğlu gibi kabul
edilen Konyalı Hafız Mehmet Gemici ile daha sonra ilahiyat profesörü olan Konyalı
Hafız İbra- him Şener’in yanına, kursun dershane bölümüne yerleştirdi. Ben
Hocam Ak- kuş’tan ders almaya başladığımda oldukça iyi düzeyde Kur’an okurdum,
Meh- met Gemici de öyle idi. Hocam beni Mehmet Gemici’yi, benimle beraber
İstan- bul’a gelen ve Nuruosmaniye Kur’an Kursuna öğrenci olan Hasan Çakmak’ı
ve başarılı bazı öğrencilerini zaman zaman hatim merasimine götürüyordu. Kendi
davetli olduğu mevlitlerde bize de Kur’an okuma fırsatları hazırlıyordu. Böylece bir miktar harçlık almamızı da sağlıyordu. Babam da bir
miktar harçlık gönderi- yordu. Bu nedenle ben İstanbul’da diğer Kur’an kursu
öğrencilerine göre maddi imkan bakımından oldukça rahattım. Yemeklerimi lokantada
yerdim. Diğer öğ-
renciler kursun yatakhane bölümünde yemeklerini kendileri hazırlayarak yiyebi- liyorlardı. Bir ara Kur’an Kursunun yatakhane bölümü başkanı Hafız Şevket Yar- dımedici beni kendi odasına aldı.
1951 yılı Ramazan ayı, sanırım Haziran ayı sonlarına rastlıyordu. Hocam Hasan Akkuş benim ramazan ayında Kırklareli ilinde mukabele okumamı uygun görmüştü. Kırklareli il merkezinde, zengin bir dostuna kartını yazıp, beni Kırkla- reli’ne gönderdi. Akkuş Hoca tüm öğrencilerini düşünür ve onları ramazan ayla- rında bir yerlere gönderirdi. Kırklareli’ne gittim. Hocamın kart verdiği kişiyi bul- dum, kartı verdim. O kişi kartı okuduktan sonra beni bir otele yerleştirdi, yemek- lerimi yemek için bir lokanta gösterdi. Birkaç gün misafir olmamı, namaz önce- lerinde veya sonralarında Merkez Camii’nde Kur’an okuyacağımı bildirdi. Bir- kaç gün orada kaldım. Sanıyordum ki, benim orada birkaç gün misafir edilmemin nedeni Kur’an’ı Kerim okuyuşumu cemaate tanıtmak içindi.
Kırklareli’nde birkaç gün kaldıktan sonra İstanbul’a döndüm, Hocam Ha- fız Hasan Akkuş’a bilgi verdim. Aradan kısa bir süre geçtikten sonra amcam Ha- fız Ali Güran’dan bir mektup aldım. 1951 yılının ramazan ayında Ankara’nın Gü- dül ilçesinde mukabele okuyacağımı, Güdül Belediye Başkanı’nın beni gelip Kur’an kursundan alıp Güdül’e götüreceğini bildiriyordu. Durumu Hocam Hasan Akkuş’a haber verdim. O da uygun gördü. Güdül Belediye Başkanı birkaç gün sonra geldi, beni Kur’an kursunda buldu. Birlikte Güdül’e gittik. Beni, benimle ramazan boyunca mukabele okuyacak bir hafız arkadaşı ve ramazan ayında vaaz edecek olan Kesenüz’lü “Kadı Hoca”yı bir otelde aynı odaya yerleştirdiler. Ra- mazan ayı boyunca Güdül’de, her gün öğle namazından önce Güdül İlçesi Mer- kez Camii’nde Kur’an’ı Kerim’den 9 sayfa mukabele okudum. Bayramdan son- ra köyüme döndüm.
Yaklaşık
iki ay kadar köyümde kaldıktan sonra, Eylül ayı
başlarında hala- mın oğlu, hafızlık
arkadaşım Arif Mehmet Özdemir ve bir başka yakınımız Hafız Cemalettin Çimen’le birlikte
İstanbul’a Nuruosmaniye Kur’an Kursu’na dön- düm. Kursun yatakhane bölümünde
üçümüz de bir odaya yerleştirildik ve ders- lerimize başladık. Bir ay kadar
kaldıktan sonra Kur’an Kursu öğrencileri arasın- da “İmam-Hatip Okulu” isimli bir dini meslek okulu açılacağı haberleri
dolaş- maya başladı. Bu okula gitme konusunda Kur’an kursu öğrencileri
kararsızdı. Okulun ne gibi yararları olacağı, bitirenlere ne gibi haklar
sağlayacağı bilinmi- yordu. Bilinen tek şey,
bu okullarda öğrenci olanlara şehir içi otobüslerde paso verileceği,
lise kısmını bitirenlerin vatani görevlerini subay olarak yapacaklarıy- dı. Bu
haklar dahi bana çekici gelmişti. Amcam Ali Güran’a mektup yazdım. Eğer uygun
görürlerse halamın oğlu Arif Mehmet Özdemir ile birlikte bu okula öğrenci olmak istediğimizi bildirdim. Çok geçmeden amcamdan
mektup aldık.
Ankara’ya dönmemiz isteniyordu. Hocamız Hasan Akkuş’la görüştük, durumu anlattık, iznini istedik, elini öpüp ayrıldık ve Ankara’ya döndük.
Ankara’ya döndüğümüzde benim ailem de köyümüzden Ankara’ya gelip yerleşmişti. Arif Mehmet ve ben 3 sınıflı ilkokulu bitirmiştik. Ancak imam-hatip okuluna 5 sınıflı ilkokulu bitirenler alınıyordu. Bizin için özel bir hoca bulundu. 35-40 gün kadar o hocadan 4. ve 5’inci sınıf dersleri aldık. Dışarıdan 5 sınıflı il- kokul sınavına girdik, başardık ve diplomalarımızı aldık. Ankara İmam-Hatip Okuluna kayıt-kabul işlemlerimizi Diyanet İşleri Başkanlığı merkezinde görevli rahmetli Sabri Sözeri’ye yaptırdık. O yıl Ankara İmam-Hatip Okulu yıl sonuna doğru gecikmeli olarak açılmıştı. O ders yılı ve ertesi yıl Diyanet İşleri Başkanlı- ğı’nın bodrum katında tek sınıf olarak okuduk. Ankara İmam-Hatip Okulu’nun 4 yıllık birinci dönemini 1954-1955 ders yılında, 3 yıllık lise dönemini 1957-1958 ders yılında birincilikle bitirdim.
O yıllarda imam-hatip okullarını bitirenler, üniversitelere bağlı fakülte ve yüksek okullara öğrenci olarak kabul edilmiyorlardı. Bu nedenle, kimi mezun ar- kadaşlarımız öğretmen liseleri fark dersleri sınavlarına, kimileri de genel lise fark dersleri sınavlarına giriyorlardı. Benim gibi bir kısmı da dini yüksek öğrenim ve- ren ve sadece İmam-Hatip Okulunu bitirenlere yüksek dini öğrenim sağlayan bir yüksek okul açılmasını bekliyordu. Beklenen bu okul 1958-1959 öğretim yılında açılmadı. Ben de vatani görevimi yaptım. Vatani görevimi bitirdikten sonra, ge- nel lise sınavlarına dışarıdan girmeye başladım. 1961 yılında genel lise diploması almayı başardım. Aynı yıl Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ne öğrenci ol- dum. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden 1965 yılında mezun oldum.
Resmi eğitim kurumlarında eğitimimi sürdürürken, özel olarak da mesleki dersler almayı sürdürdüm. Ahmet Kıral Hoca’dan, Ankara Eskicioğlu Cami- i imam-hatibi Necip Aydın Hoca’dan özel olarak medrese usulüne göre, “SARF” ve “NAHİV” dersleri okudum. İsmet Paşa Uzunyol Kur’an Kursu öğreticisi Ha- fız Ali Osman Atakul’dan Kur’an’ı Kerim’i usulüne uygun okuma dersleri aldım. Ankara’da “Mühendis Hoca” ismi ile tanınan değerli bilim adamı, merhum İs- mail Turan’dan Tefsir ve Hadis dersleri okudum.
Ankara Müftüsü Sadık Başgöze’nin başkanlığında kurulu jürinin önünde imtihan edildim. Bu jürinin 8.5.1952 tarihli yazısı ile uygun görmesi üzerine Di- yanet İşleri Başkanı Eyüp Sabri Hayırlıoğlu’nun imza ettiği Ankara Radyosu mü- dürlüğüne yazılan 21.5.1952 tarihli “radyoda Kur’an’ı Kerim okuma” sertifi- kasını aldım.
1966 yılında Diyanet İşleri
Başkanlığı merkez kuruluşunda görevli iken Başkan Lütfi Doğan’ın uygun görmesi
üzerine Türkiye ve Ortadoğu Amme İda- resi Enstitüsü’nce düzenlenen üç ay süreli
“Birinci Teftiş Hizmetlerini Geliştir-
me Programı”na katıldım, başarı sertifikası aldım. Daha sonra aynı enstitünün düzenlediği bir yıl süreli “organizasyon ve metod” kursuna katıldım ve başarı diplomamı aldım. Zaman zaman Ankara Radyosunda Kur’anı Kerim okudum.
İlk resmi görevime henüz imam-hatip lisesi öğrencisi iken, Ankara Müftü- lüğü’nce açılan imam-hatiplik imtihanını kazanarak, 1953 yılında Ankara Zeynel Abidin Camii imam-hatibi olarak atandım. Bu görevimi aralıksız 1959 yılına ka- dar sürdürdüm.
1959-1960 yıllarında 18 ay süre ile vatani görevimi yaptıktan sonra 1960 yılının Temmuz ayında Maltepe Camii imam-hatibi oldum. Bu görevime de ara- lıksız 1966 yılına kadar devam ettim. 1966 yılının şubat ayında Diyanet İşleri Baş- kanlığı müfettişi olarak atandım. Aynı yıl 6 ay kadar Personel Dairesi Başkanlığı- na vekalet ettim. 1973 yılında Adalet Partisi’nden Ankara milletvekili adayı ol- mak istedim. Bu nedenle Sivrihisar vaizliğine nakledildim. Önseçim sonrasında
15. sırada yer aldım ve milletvekili seçilemedim. Aynı yıl Diyanet İşleri Başkan- lığı merkezinde müfettişlik görevime döndüm.
1973 yılında Teftiş Kurulu Başmüfettişliği’ne atandım. 1977 yılında ikinci kez Adalet Partisi’nden Ankara milletvekili adayı oldum. Bu nedenle Gerede il- çesi vaizliğine naklim yapıldı. Ancak, parti merkezinde yapılan ön seçim sonra- sında milletvekili listesine alınmadım. Aynı yıl Ankara Merkez İmam-Hatip Lise- si meslek dersleri öğretmenliğine atandım. Bir ders yılı süren bu görevim sırasın- da önce okulun Müdür Yardımcılığı, sonra da Müdür Baş Yardımcılığı görevleri- ne atandım. Ankara İmam-Hatip Lisesi’ndeki görevim sırasında ve bu görevden ayrılarak Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’na atandıktan sonra bu okulun yoksul öğrencilerini koruma amacıyla kurulan dernek başkanlığını yıl- larca üstlendim.
1978 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu üyeliğine seçildim ve aynı yıl Bakanlar Kurulu Kararı ile bu göreve atandım. Bu görevimi 1981 yılına kadar sürdürdüm ve Temmuz 1981 yılında bu görevimden kendi iste- ğimle emekli oldum.
Diyanet İşleri Başkanlığı merkez
kuruluşundaki görevlerim sırasında iki kez
geçici süre ile yurtdışında görevlendirildim. 1969 yılı ramazan ayında
Manisa İl Müftüsü İlhan Armutçuoğlu
ile birlikte çeşitli Avrupa ülkelerinde
çalışan işçi yurttaşlarımızı dini konularda
bilgilendirmek ve ülkemize
bağlılıklarını pekiştir- mek amacıyla görevlendirildik. Almanya, Belçika
ve İsviçre’de yurttaşlarımızla dini
sohbetler yaptık. 1978 yılı Ramazan ayında Bolu Müftüsü merhum Nizamet-
tin Özkan’la Almanya’nın başkenti Batı Berlin’de aynı amaçla görevlendirildik.
Başkanlık merkez kuruluşundaki görevlerim sırasında müfettiş yardımcılı- ğı ve müfettişlik sınavları başta olmak üzere, çeşitli sınavlarda (hafızlık tesbit, yurtdışı sürekli görevlendirme, vaizlik-müftülük, Kur’an öğreticiliği, merkez ku- ruluşu birimlerine personel seçimi sınavları vb.) komisyon üyesi veya komisyon başkanı olarak görevler yaptım. Zaman zaman il müftülüklerinde yapılan sınav- lara Başkanlık adına komisyon başkanı olarak katıldım.
Diyanet İşleri Başkanlığınca Başkanlık personeli için düzenlenen Hizme- tiçi Eğitim Kursları’nda öğretmen olarak görev yaptım. Özellikle Cami Görevli- leri Kontrol Memurları ile İl ve İlçe müftüleri için düzenlenen kurslarda “TEF- TİŞ VE DENETİM HİZMETLERİ”ne dair dersler okuttum. Ankara merkez imam-hatipleri ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti din görevlileri için düzenle- nen hizmetiçi eğitim kurslarında, kursa katılanlara “HİTABET DERSLERİ” ver- dim.
Başkanlıkça müftü ve vaizler için düzenlenen hizmetiçi eğitim kursların- da “BEŞERİ İLİŞKİLER” dersleri okuttum.
Başkanlık Müfettişi ve Başmüfettişi olduğum dönemlerde, Diyanet işleri Başkanlığı Teftiş Kurulu Tüzüğünün hazırlanmasında, müfettişlerin çalışma usul ve esaslarının tespitinde aktif görevler üstlendim. Başkanlık merkez kuruluşunun evrak kayıt sisteminin yeniden düzenlenmesi, merkezdeki işlemlerin basitleştiril- mesi ve hızlandırılması için reorganizasyon (yeniden düzenlenme) çalışmalarını yürüttüm. Din İşeri Yüksek Kurulu üyeliğim döneminde “Din İşleri Yüksek Kurulu Mevzuat Komisyonu Başkanı” sıfatı ile Başkanlık merkez, iller ve yurtdışı kuruluşları mevzuatının (tüzük, yönetmelik, talimat, genelge vs.) ilk ha- zırlıklarının yapılarak kurula sunulması çalışmalarını yürüttüm.
Din İşleri Yüksek Kurulu üyesi
olduğum günlerde iki önemli konu kuru- lun gündemine geldi. Bunlardan
birincisi: 12 Eylül askeri yönetimince istenen, camilerde yapılan vaazların ve
Cuma hutbelerinin bir düzene konulması ve Tür- kiye genelinde disipline
edilmesi isteği idi. İstek Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Haydar
Saltık imzalı ve 21 Ocak 1981 tarihli
idi. İstek yazısı ekinde bu- lunan konular listesinde cami cemaatına hutbe olarak sunulması
imkanı bulunma- yan, hutbe
olarak camilerde okunması halinde müslüman halkımızın çok huzur- suz olacağı
konular da bulunuyordu. Bu istek Diyanet İşleri Başkanı Sayın Tay- yar Altıkulaç’ı çok tedirgin etmişti.
Konuyu kendisi ile görüştüm. Benimle, ku- rul üyesi İrfan Yücel’den oluşan bir
alt komisyon kurulmasını ve çalışmaların başlatılmasını, kurul başkanlığından istemesini teklif ettim. Nitekim
öyle de oldu. İrfan Yücel ile birlikte uzun süre
çalıştık. Çeşitli konularda hutbe olarak cami- lerde okunabilecek, gerektiğinde vaizler
tarafından vaaz konusu
olarak yararlanı- labilecek
metinler yazdık. Yazdığımız metinleri
kurul kararından geçirdik. Baş-
kanlık makamına sunduk. Başkan Altıkulaç; “Bu metinleri Milli Güvenlik Kon- seyi’nin bilgisine yazılı olarak sunmadan önce, sen konsey yetkililerine söz- lü olarak bir bilgi sun, sonra bir yazı ekinde gönderelim” dedi. Hazırlanan metinleri alıp Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde çalışan Konsey Genel Sekreter- liğinin ilgili bölümüne gittim. Beni bir hava Tuğgenerali ile görüştürdüler, ken- disine yaptığımız çalışma hakkında 30 dakika kadar sözlü bilgi verdim.
Havacı General bana, “Hocam! Gençlerimizin milli-manevi konularda zihinleri boş. Bir kısım zararlı akımlar onların bu boşluğundan yararlana- rak zararlı düşüncelerini onların zihinlerine sokuyorlar. Onları dini –milli bilgilerle donatmak istiyoruz. Elinize sağlık, iyi bir çalışma olmuş, teşekkür ederim” dedi. Başkanlığa döndüm. Görüşme sonucunu Başkan Altıkulaç’a sun- dum. Bunun üzerine hazırladığımız metinler Milli Güvenlik Konseyi’nin bilgisi- ne bir yazı ekinde gönderildi ve “Atatürk’ün doğumunun 100. yılı dolayısıy- la İmam-Hatipler için Örnek Metinler” ismi ile 1981 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı yayını olarak yayımlandı.
Bu konu olumlu bir sonuca bağlanmış iken Genel Kurmay İkinci Başkanı Necdet Öztorun imzası ile ikinci bir yazı Başkanlığa geldi. Bu yazı; 16.02.1981 gün ve 107 sayılı idi. Bu ikinci yazıya, önceki çalışma özetlenerek Başkanlıkça yazılı cevap verildi.
İkinci konu, kız öğrencilerin ve kamu
görevlisi bayanların baş örtüsü ko- nusunun o günlerde
gündeme gelmiş olmasıydı. Toplumda çeşitli huzursuzlukla- ra neden olan, günümüzde
Anayasa değişikliklerine kadar büyütülmesi aşama- sına gelen bu konu, Milli Eğitim Bakanlığı’nca imam-hatip liselerinde okuyan kız öğrencilerin kıyafetleri konusunda
Başkanlık görüşünün bildirilmesi talebiyle il- gili Devlet Bakanlığı’na gönderilmişti. Devlet Bakanı rahmetli
Mehmet Özgüneş de 12.12.1980 gün ve 5.5.1020
sayılı yazısı ile konunun Din İşleri Yüksek
Kuru- lu’nca incelenerek Bakanlık görüşünün tespiti için Diyanet İşleri
Başkanlığı’na gönderilmişti. Din İşleri
Yüksek Kurulu, karar taslağını hazırlamak üzere benim- le, üye İrfan Yücel’den oluşan bir
alt komisyonu görevlendirdi. İrfan Yücel’le birlikte karar taslağını hazırladık
ve Kurul’un görüşmesine sunduk. Kurul’da ya-
pılan görüşmelerden sonra 10.12.1980 gün ve 77 sayılı Kurul Kararı verildi. Bu
kararda, sonuç olarak; ergenlik çağına gelmiş müslüman hanımların el, ayak ve
yüzleri dışındaki tüm bedenlerini örtmelerinin dini bir zorunluluk olduğu belirtilmiştir. Karar Devlet
Bakanlığı’nın bilgisine sunuldu. Bu tarihi Kurul Ka- rarı, daha sonraki yıllarda
aynı doğrultuda ikinci bir kurul kararı ile de desteklen- di. Din İşleri Yüksek
Kurulu’nun bu kararları daha sonraki yıllarda
lehinde-aley- hinde çeşitli tartışmaların da odağında yer aldı. Aradan
28 yıl geçmesine rağmen konu Türk ve Dünya
kamuoyunun gündemindeki yerini
korumaya devam ediyor.
Bu yazının hazırlandığı günlerde konu üçüncü kez Anayasa Mahkemesi’nin gün- demine girdi. Esefle belirtelimki, bu mahkemenin olumsuz bir kararı ile sonuç- landı. Anayasa Mahkemesi’nden konu ile ilgili Türk toplumunu rahatlatıcı bir ka- rar çıkmamış olması nedeniyle, bu konu müslüman toplumumuzu huzursuz etme- yi sürdürecektir.
1960 yılından başlayarak bu güne kadar çeşitli sivil toplum kuruluşlarında aktif görevler üstlendim. Bu görevim, Kızılcahamam-Çamlıdere Eğitim ve Sos- yal Yardımlaşma Vakfı’nda halen devam etmektedir.
1960 yılında “ANKARA İMAM-HATİP OKULU MEZUNLARI DERNE-
Ğİ” Başkanı oldum. Bu derneğin öncülüğünde 1961 yılında “TÜRKİYE İMAM- HATİP OKULU MEZUNLARI FEDERASYONU” kurucu başkanlığını yaptım. Adı geçen dernek ve federasyonların yönetim kurullarında yıllarca çeşitli görev- lerde bulundum. Türkiye Hademe-i Hayrat Dernekleri Federasyonu’nun mahke- me kararı ile kapatılmasından sonra “TÜRKİYE DİN GÖREVLİLERİ FEDE- RASYONU GENEL SEKRETERİ” görevini üstlendim. Zaman zaman bu fete- rasyonun yönetim kurullarında görev aldım. “TÜRKİYE İLAHİYAT TEDRİSA- TINA YARDIM EDEN DERNEKLER FEDERASYONU” Yönetim Kurulu
Üyesi olarak çalıştım. Bu dernek ve federasyonlardaki görevlerim sırasında; 1965 yılında yürürlüğe giren ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu günkü düzeye gelme- sinde çok önemli katkısı bulunan, 633 Sayılı DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI KURULUŞ VE GÖREVLERİ KANUNU’nun yürürlüğe konulması, din eğitim ve öğretiminin (İlahiyat fakülteleri, yüksek İslam enstitüleri, imam-hatip okulla- rı ile genel öğretim okullarındaki “DİN BİLGİSİ DERSLERİ”nin statü, müfre- dat, ders kitabı ve öğretmen kadrosu vs.) problemleri konularında ve adı geçen dernek ve federasyonlar adına hazırlanan bildiri, teklif metni, basın açıklaması ve bilimsel tebliğlerin hazırlanmasında aktif görevler üstlendim. Bu konularla ilgili düzenlenen bilimsel toplantılarda tebliğler sundum.
(Bkz: Atatürk’ün 100.Doğum Yılında Türkiye’de 1.Din Eğitimi Semineri,1981,A.Ü.İlayi- hat Fak.Yay. S.336-337.
Tarihte ve günümüzde Kızılcahamam-Çamlıdere Yöresi,ESYAV Yayını,1997 S.141-157. Milli Eğitim ve Din Eğitimi İlmi Semineri tebliğleri,Ankara 9-10.Mayıs.1981.
Aydınlar Ocağı Yayını, İstanbul 1981.S.194-205
Halk İçin Din Eğitimi.)
1992 yılında Kızılcahamam-Çamlıdere Eğitim ve Sosyal Yardımlaşma Vak- fı Yönetim Kurulunda görev aldım. Bu Vakfın Genel Koordinatörlüğünü üstlen- dim. Bu Vakfın belli bir hizmet üretme düzeyine gelmesini sağladım. Vakfın yö- re yüksek öğrenim örencilerine verdiği burs sayısını yıldan yıla artırdım. Bu Vakıf halen 500 kadar yöre genci yüksek öğrenim öğrencisine burs vermektedir. Vak- fın tanıtım çalışmalarına hız verdim. Kızılcahamam’da “TARİHDE VE GÜNÜ- MÜZDE KIZILCAHAMAM-ÇAMLIDERE YÖRESİ” konulu bir sempozyum düzenlenmesini sağladım. 21-22 Ekim 1995 tarihlerinde Kızılcahamam Çam Otel’de düzenlenen bu sempozyumda; yörenin tarihi, kültürü, jeolojik yapısı, ter- mal su kaynakları, turizm potansiyeli, yörede göç olgusu, yöre folklörü, yörenin yetiştirdiği bilim, siyaset ve iş adamları vb. konularda bilimsel tebliğler sunulma- sını ve sunulan tebliğlerin yayınlanmasını sağladım. “ANKARA’DAKİ KIZIL- CAHAMAM-ÇAMLIDERE’LİLER ALBÜMÜ”nün hazırlanıp yayınlanmasını temin ettim.
Bu Vakıf halen çok önemli yeni projelerle yöre kültürüne ve yöre insanına hizmet etmek için yoğun hazırlık içindedir. Vakfın bu hedefe ulaşması için gerek- li imkanların, yeterli personel ve teknik altyapının oluşturulmasını sağladım. Bu Vakfın halen gönüllü genel koordinatörüyüm. Vakıfta herhangi bir yönetim göre- vim yoktur. Vakıf çalışmalarına olan katkılarımı sadece yöre sevgisi ve bilinci ile yapmaktayım. Bu Vakfa şahsen yaptığım maddi yardımlarla da destek vermekte- yim.
Din Eğitim ve Öğretimi Komisyonlarındaki Çalışmalarım
Ülkemizde “DİN EĞİTİM VE ÖĞRETİMİ” geçtiğimiz 60 yıllık dönemde her zaman ilgi odağı ve çeşitli kesimler arasında olumlu-olumsuz tartışma konu- su oldu. Bu tartışmalar halen de sürüp gitmektedir. 1958-2000 yılları arasında 40 yıl süre ile hep bu tartışmaların içinde bulundum. Özetlemem gerekirse:
kara İmam-Hatip Okulu Mezunları Derneği Başkanı ve Türkiye İmam- Hatip Lisesi Mezunları Dernekleri Federasyonu İkinci Başkanı sıfatı ile gözlemci olarak katıldım.
YAN OKULLAR” olduğunu kanunlaştıran 32.maddesi ile ilgili teklif met- ni tarafımdan hazırlanmış ve komisyon üyelerinin teklifi olarak komisyon müzakerelerine sunulması sağlanmıştır. Bu teklif, zamanın Milli Eğitim Bakanı Rahmetli Prof.Dr. Sebahattin Özbek’in de desteği ile komisyonda kabul edilmiş, daha sonra genel kuruldan da geçerek kanunlaşmıştır.
Bakanlığı’na sunmuştur. Komisyonun raportörü olarak tarafımdan taslak metni hazırlanan bu rapor, zamanın siyasi koşulları altında beğenilmemiş ve uygulamaya konulmamıştır. İkinci bir komisyon kurularak, istenen doğ- rultuda ikinci bir rapor hazırlattırılmıştır. Bu ikinci rapor, Milli Güvenlik Konseyinin onayına sunulmuş ise de, bu rapor da uygun görülmemiştir. Bu kerre Konsey Başkanı Kenan Evren’in emriyle üçüncü bir komisyon kurulmuştur.
“DİN VE AHLAK KÜLTÜRÜ” derslerinin zorunlu ders olarak yer alma- sının temelini oluşturdu.
1981 yılında Diyanet İşleri Başkanı ve Türkiye Diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Sayın Tayyar Altıkulaç’ın isteği üzerine Türkiye Diyanet Vakfı Genel Müdürlüğüne atandım. Bu nedenle Din İşleri Yüksek Kurulu Üyeliğinden kendi isteğimle emekli oldum. Vakıf yeni kurulmuştu. Vakfa, Vakıftan ücret alan üçüncü personel olarak atandım. Vakfın Merkezdeki Mütevelli Heyeti ve Genel Müdürlük kuruluşu dışında, 130 kadar da il ve ilçe şubesi kurulmuştu. Bu göre- vi aralıksız 11 yıl yürüttüm.
1992 yılında Genel Müdürlük görevinden ayrıldığım zaman:
Vakıf Genel Müdürlüğünden ayrıldıktan sonra Vakıftaki görevlerim devam etti. İki dönem, 4 yıl süre ile Vakıf Mütevelli Heyeti İkinci Başkanlığı yaptım. Bir dönem Denetleme Kurulu Başkanlığı’nı üstlendim. Türkiye Diyanet Vakfı’ndaki aktif görevlerim 2000 yılı ortalarına kadar sürdü. Halen Vakfın Genel Kurul Üye- siyim.
Vakıf Genel Müdürü ve Vakıf İkinci Başkanı olduğum yıllarda, Vakfın çe- şitli şirketlerinde zaman zaman yönetim kurulu üyesi olarak görevler de yaptım.
1970 yılında çıkarılan bir hükümet kararnamesi ile yurdumuzdan hacca gi- decek yurttaşlarımızın hac hizmetlerinin yürütülmesi Türkiye Diyanet Vakfı ile işbirliği halinde Diyanet İşleri Başkanlığı’na görev olarak verilmişti. Bu görevin yürütülmesinde Türkiye Diyanet Vakfı’na ait görevlerin yürütülmesinde Vakıf Genel Müdürü ve Vakıf üst yöneticisi olarak 2000 yılına kadar 22 yıl süre ile önemli görevler ve sorumluluklar üstlendim. Bu maksatla 15 yıl hac mevsimin- de Suudi Arabistan’da bulundum. Görevlerim gereği Suudi Arabistan’a, Suri- ye’ye, Irak’a ve Ürdün’e sayısız görev gezilerim oldu. İlk defa Türkiye’den hac mevsiminde Suudi Arabistan’a veteriner ve kasap götürülmesi organizasyonları- nı gerçekleştirdik. Değişik yıllarda hac taşımacılığında kullanılmak üzere Suudi Arabistan’a Vakıf tarafından otobüs kiralanmasını sağladım. Bu hizmet ve faali- yetlerin en üst yöneticiliği görevlerini üstlendim.
Türkiye Cumhuriyeti, 1989 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılması üzerine Balkanlar, Kafkaslar ve Orta Asya ülkelerinde önemli görevler ve sorumluluklar- la karşı karşıya kalmıştı. Bu görev ve sorumlulukların en önemli bölümü, dini hizmetlerle ilgili idi:
Belirtilen konularda Vakıf üst yönetimi ve tüm Vakıf çalışanları görevler üstlendiler. Ben de Vakıf Genel Müdürü (bazı yıllar Vakıf İkinci Başkanı) sıfatı ile önemli görevler üstlendim. Özellikle Bulgaristan, Romanya ve Türkmenis- tan’daki Vakıf hizmet ve faaliyetlerini uzun yıllar Türkiye Diyanet Vakfı adına yürüttüm. Bu nedenle adı geçen ülkelere sık sık gittim, geldim. Çalışmaları yerin- de izledim, çalışmalarla ilgili kararlar verdim, gezi dönüşlerinde raporlar düzen- ledim; Vakıf Mütevelli Heyeti’ne, Diyanet İşleri Başkanlığı’na ve devletimizin il- gili kuruluşlarına sundum. Balkanlar, Kafkasya ve Orta Asya ülkelerinden ülke- mize gelen dini heyetlerin ağırlanması ve onlarla yapılan hizmet görüşmelerinin gerçekleştirilmesini sağladım. Bu ülkelere gönderilen hizmet personelinin seçil- mesi çalışmalarına katıldım. Bu ülkelerden din hizmetleri olarak ülkemize getiri- len öğrencilerin geliş-gidiş, barınma ve eğitim işlerinin yürütülmesini sağladım. Zaman zaman bu ülkeler dini idarelerinin yeniden yapılandırılmasında bilgi alış- verişinde bulunmak üzere bu ülkeler idareleri ile bilgi alış-verişinde görev aldım.
1961 yılında ev kızı Saniye Güran ile evlendim. Bu evlilikten Zahide, Meh- met Sacit, Ahmet Kutup ve Mehmet Cahit isimli çocuklarımız dünyaya geldi. Za- hide ev hanımıdır. Mehmet Sacit inşaat müteahhidi olarak çalışmaktadır. Ahmet Kutup Ankara Ticaret Odası Meslek Komiteleri Şube Müdürü olarak görev yap- maktadır. Doç. Dr. Mehmet Cahit, Ankara Hacettepe Üniversitesi maliye bölümünde öğretim görevlisidir.